Küçük kasabasına geri dönen polis müfettişi hikayelerine nur yağdı resmen. Konu o kadar çok işlendi ki artık eskidi gibi hissediyorum. Düşük bütçeli bir mini dizi olan Almanya yapımı olan bu dizide geçmiş hesaplaşmaları tam olarak bitmemiş bir polisin bir cinayet sorgusu için kendi vatanına geri dönmesini anlatıyor. Zaman zaman yapılan basit hatalarla mantıksız ve sığ bir dizi olabilmiş dizi sadece. Gizem kısmında da yapılan bazı hatalar işin tadını kaçırmış. Oyunculuklar da sıradan olunca bence çok da iyi olmamış dizinin kendisi...
Bence bir insana ağlaması için ortada bir neden bulunmadığı açıkça anlatılır ve bu durum kendisine mantık yoluyla kanıtlanırsa, artık ağlamaz olur… Öyle değil mi?
— O zaman yaşamak çok kolay olurdu. #alıntı
Hayatımda izlediğim en saçma ve mantıksız dizilerden bir tanesi olabilir. FBI başkan yardımcısı infaz ediliyor, koruması yok, arayanı soranı yok, adam resmen sokaktaki evsiz gibi. FBI'ın tanık korumasındaki kadını avlamak için katil ikili sokakta fink atıyor ve çevrede bu ikilinin peşine düşen bir Allah'ın kulu yok vesaire. Gerçekten beyin yakan bir dizi olmuş.
Melisa Sözen'in abartılı oyunculuğunu bir kenara bırakırsak bence hem hikaye ilginç hem de işlenişi gayet güzel. Modern bir Bonnie and Clyde hikayesi izledim gibi hissettim.
Çocukça geldi bana. Pek çok casus dizisinden kısım kısım aşırmışlar da hepsini tek bir potada eritmişler gibi hissettirdi bana. O kadar özenilmemiş ki ikinci bölümün sonunu zor getirdim desem yeridir. Bir de ciddi anlamda mantık hataları içeren bir dizi.
"Sevgili okurum, benim o anda çektiğim acıyı Tanrı sana çektirmesin! O anda yüreğimden sökülerek akan o çılgın, kavurucu gözyaşları senin gözlerinden hiçbir zaman akmasın. O anki dualarım kadar umutsuz, azap dolu dualar senin dudaklarından hiçbir zaman dökülmesin. Benim gibi bütün varlığınla sevdiğin insana kötülük etmek zorunda kalmanın acısını, umarım, sen ömründe asla tatma!"
“Değil bir yerlerde yazıp söylemek, aklımdan geçse utanacağım bazı sözler, “trişkadan tivitler”, “üfürükten sözler” tarzı bazı internet adreslerinde bir süredir yayınlanıp duruyor. Websiteme bağlı “munganmurathan” başlıklı twitter adresi bu aldatmaca konusunda pek çok kez uyarıda bulundu bugüne kadar ama asıl okurların yazarına, şairine sahip çıkması, bu duruma alet olmaması gerekiyor.” #gününsözü
"Hiçbir şey değişmedi, ama yine de her şey başka bir biçimde var olup gidiyor. Anlatamıyorum. Bulantıya benziyor bu, ama aynı zamanda onun tam tersi. Sonunda başımdan bir serüven geçiyor, kendimi sorguya çekince, kendimin kendim olmaklığımın ve burada bulunmaklığımın başımdan geçtiğini görüyorum. Geceyi yarıp geçen ben’im. Bir roman kahramanı gibi mutluyum." #kitapalıntısı
"Gözlerimi kapattım ve yüzümü ellerimin arasına alarak unutmaya, geçmişi hatırlayarak unutmaya çalıştım. Hayal kurarken çocukluğumun ve gençliğimin hatıraları gözümün önünde birer birer canlandı." #kitaplistem
Bence çok sıradan olmuş. Hatta gayet amatörce bir film. Düşük bütçeli bir film olduğu her halinden belli. Klişelerle dolu bir film zaten. Temposu genelde düşük seviyede ilerliyor. İzlememek çok büyük kayıp sayılmaz.
Eve Yakın Bir Cinayet
Suç Ve Ceza
— O zaman yaşamak çok kolay olurdu. #alıntı
The Night Agent
Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?
The Night Agent
Jane Eyre
Murathan Mungan
Bulantı
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Missing