Her ne kadar İngiliz propagandası yapıp avaz avaz 'Holy Bible Hala Luya' diye böğürseler de işlediği konu olarak güzel ve evrensel bir film. Taraflı olsun olmasın, kölelik ve o insanlara yapılan eziyet içinizi bayağı bir yakıp sizi insanlıktan soğutuyor. Dişinizi ve yumruklarınızı sıktığınız sahneler oluyor. Bir başyapıt değil, evet; ama etkileyici bir film. #filminceleme 

"Kendinize şunu sorun Senyor Calderon: 'Hangi mahkeme, yangın fırtınasını başlatan kıvılcımdan sorumlu olmak ister? Hangi Başkan, etrafındaki her şey parçalanırken görev başında olmak ister? #filmrepliği 

''Bu adam siyah. Bunu hepimiz görüyoruz. Fakat bunun kadar doğru başka bir şeyi kolayca görebiliyor muyuz? Onun bu odadaki tek kahraman olduğunu?! Beyaz olsaydı bu mahkemede olup hayatı için savaşmazdı. Beyaz olsaydı ve onu tutsak alanlar İngiliz olsaydı ona madalyalar ve unvanlar yağardı. Onun için şarkılar yazılırdı. Zamanımızın büyük yazarları, hakkında kitaplar doldururdu. Onun hikâyesi defalarca sınıflarda anlatılırdı. Çocuklarımız, biz onları zorlayacağımız için, onun adını en az Patrick Henry kadar iyi bilirlerdi. Ancak ''Güney'' haklıysa ''Bağımsızlık Bildirgesi'' adında o utanç verici, rahatsız edici belgeyle ne yapacağız? Ya belgedeki düşünceler? ''Tüm insanlar eşittir'', ''değişmez haklar'', ''hayat, özgürlük'' vesaire. Bunlarla ne yapacağız ki?'' #filmrepliği