Festivalde izlediğim vasat olan film. Sadece kapalı alan bölümde beni fena germiştir. Adeta çivileri bana çakmış gibi hissettim. Sanat sanat içindir mesajıyla yapılmış o yüzden çok yapmacıktı. Upuzun sahneler gereksiz uzatmalar falan. Yoksa o konudan film güzel bir yerlere gidebilirdi. Evet seks ve şiddet hayatımızda hep oldu ve olacak bence mesajı da bu.

Açıkçası bu filmden bayağı umutluyum. Özellikle de eski doğu bloku ülkelerinin o soğuk ve ürkütücü havası içine bir de gerilim öğeleri ekleyen filmin bence izleyeni gerçekten de etkileyebilecek bir atmosfer yakalamış olma ihtimali bence yüksek. İlk fırsatta izleyeceğim bu filmi..

Fragmanlardan hükme varmak doğru olmasa bile, güzel filme benziyor. Esrarengiz ve orjinal bir hikaye gibi duruyor sanki ?

Avusturyalı bir foto muhabiri olan Clare, Almanya’daki Sovyet mimarisini fotoğraflayıp, çalışmalarını bir kitap halinde yayınlamak için Berlin’e gelir. Berlin’de olduğu sırada bir beden eğitimi okulunda ingilizce öğretmeni olan karizmatik Andi ile tanışır. Kısa süre içinde birbirlerine karşı çok güçlü bir cinsel çekim hissetmeye başlarlar. Tutkulu geçen bir gecenin ardından romantik bir başlangıç yaşanmış gibi görünmesine rağmen, Clare uyandığında kendisini Andi’nin apartman dairesinde kilitli bir şekilde bulur. İlk başta bunun bir unutkanlık sonucu olduğunu düşünen Clare'in bilmediği şey Andi’nin onu bırakmaya hiç niyetinin olmamasıdır. Güzel ve gizemli bir gerilim hikayesi??