’Öldürmenin pek çok yolu vardır. Karnına bıçak saplayabilirler, ekmeğini elinden alabilirler, hastalığını iyileştirmeyebilirler, kötü bir evde yaşamaya zorlayabilirler seni. Kendini öldürmeye itebilirler, ölesiye çalıştırabilirler, savaşa yollayabilirler. Bizim devletimizde bunların pek azı yasaklanmıştır.’’ der Bertolt Brecht. İşte insanı ölüme götüren ve aslında her gün öldürüldüğünü bilmeden yavaş yavaş öldüren şeylerden biri de kitle iletişim araçları. Kitle iletişim araçlarının da insanı sürekli uyku halinde tutması... Uyku ile uyanıklık arasında bir yaşam sürüyoruz. Bunun çoğu zaman farkında bile değiliz. Çünkü böyle olmasını istiyorlar. Peki kim mi istiyor? Ya da nasıl mı bu haldeyiz? Anne babalarımız için renkli televizyonlar vardı. Şu an bizim için onlardan da renkli video oyunları var. Sanal bir dünyada yaşıyoruz. Gerçek olan ne? Ya da hangisi gerçek? Hangisi doğru? Elimizde kalan sadece bir uyuşukluk hali... ‘’Munchies’’ kelimesinin sözlükte anlamı bir şeyler yeme isteği olarak geçmektedir. Fakat filmimize adını verdiğimiz ‘’Munchies’’ kelimesi uyuşturucu jargonunda esrar tüketiminden sonraki ani şeker düşüşünden kaynaklı tarif edilemez şekilde yemek yeme olarak geçer. Yalnız filmimiz ne esrar üzerinedir ne de yemek yeme kültürü ile ilgilidir. Filmimizdeki uyuşturucu kitle iletişim araçları olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlara televizyondan duman gönderen ama kendisi gaz maskesi takan Mr. X, aşırı şişman bir adam ve masum bir çocuk üzerinden gerçekliğin bir distopyası...(Tanıtım Bülteni)
Televizyon karşısında ömür tüketen modern insan figürüne güzel bir eleştirel bakış olmuş. Özellikle medya zehirlenmesinin televizyondan gelen zehirli sis teması bence cuk oturan bir buluş. Kısa ama derin mesajlı bir film.
’Öldürmenin pek çok yolu vardır. Karnına bıçak saplayabilirler, ekmeğini elinden alabilirler, hastalığını iyileştirmeyebilirler, kötü bir evde yaşamaya zorlayabilirler seni. Kendini öldürmeye itebilirler, ölesiye çalıştırabilirler, savaşa yollayabilirler. Bizim devletimizde bunların pek azı yasaklanmıştır.’’ der Bertolt Brecht. İşte insanı ölüme götüren ve aslında her gün öldürüldüğünü bilmeden yavaş yavaş öldüren şeylerden biri de kitle iletişim araçları. Kitle iletişim araçlarının da insanı sürekli uyku halinde tutması... Uyku ile uyanıklık arasında bir yaşam sürüyoruz. Bunun çoğu zaman farkında bile değiliz. Çünkü böyle olmasını istiyorlar. Peki kim mi istiyor? Ya da nasıl mı bu haldeyiz? Anne babalarımız için renkli televizyonlar vardı. Şu an bizim için onlardan da renkli video oyunları var. Sanal bir dünyada yaşıyoruz. Gerçek olan ne? Ya da hangisi gerçek? Hangisi doğru? Elimizde kalan sadece bir uyuşukluk hali... ‘’Munchies’’ kelimesinin sözlükte anlamı bir şeyler yeme isteği olarak geçmektedir. Fakat filmimize adını verdiğimiz ‘’Munchies’’ kelimesi uyuşturucu jargonunda esrar tüketiminden sonraki ani şeker düşüşünden kaynaklı tarif edilemez şekilde yemek yeme olarak geçer. Yalnız filmimiz ne esrar üzerinedir ne de yemek yeme kültürü ile ilgilidir. Filmimizdeki uyuşturucu kitle iletişim araçları olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlara televizyondan duman gönderen ama kendisi gaz maskesi takan Mr. X, aşırı şişman bir adam ve masum bir çocuk üzerinden gerçekliğin bir distopyası...(Tanıtım Bülteni)