Bu başlığa yazsam da eleştirim aslında bütün seriye.. Başından sonuna kadar İngiliz soğukluğu ve disiplini ile kurgulanmış, zaman zaman Londra’nın kasvetli atmosferinde çekilmiş olan ünlü MI5 casusu James Bond. Aşırı kibirli, kendini beğenmiş, insanüstü özelliklerle dolu, yetenekli vs.. Ama gel gör ki adamdan akan İngiliz’lik tek başına tüm seriyi gözümde aşağı çekmeyi başarıyor. Aslında film müzikleri, sanatsal kurguları ve göz dolduran aksiyonları ile benzer rakip filmlerde fersah fersah önde olsa da izleyene bir moda şovunda kavga sahnelerini anımsatan havasıyla her daim itici bılmuşumdur.

James Bond'un bir kalite standardı var ve de bu hoşuma gidiyor. Bu filmi yeni izledim tüm olumsuz eleştirilere rağmen ben beğendim. Olga bence Bond kızı anlamında kötü bir tercih olmuş. Filmde gözümü tırmalayan tek şey onun kötü oyunculuğu oldu. Onun dışındaki her şey İngiliz kumaşından dikilmiş kaliteli bir takım elbise gibi; hani şu Bond'un 40 adamı dövse de buruşmayan elbiselerinden?

Casino Royale sonrası bence zayıf kalmış bir bölüm. James Bond Casino Royale ile çıtayı o kadar yükseltmişti ki duvara er ya da geç toslayacağı belli idi. Quantum of Solace bence serinin en kötüsü..

Takım elbisesinin ütüsü bozulmadan orduları dize getiren adamdır James Bond. Bay Bond diyeceksiniz yani ?

Bence yeni nesil James Bond'un en zırva bölümüydü. Nerden mi biliyorum? Çünkü hakkında hatırladığım tek bir şey bile yok?