Şeytan Marka Giyer'in ucuz bir kopyası olmaktan çok da ileriye gidememiş bir dizi olmuş. Fransız bir izleyen olsam tasvir edilmekte olan Paris ve Fransa beni çıldırtırdı diye düşünüyorum. Mevzular tam bir Hollywood bakış açısı ile inanılmaz sığ bir şekilde işlenmiş. Sonuçta ortaya sadece ergenlere hitap eden ve zaman zaman Paris'in güzelliğini gösteren güdük bir dizi çıkmış.
Modern zaman beyaz yakalı kölelik düzenini çok güzel özetlemiş filmdir. Hatta filmde kendi iş hayatımdan da sayısız güzel örneğe rastladım diyebilirim. Doyumsuz ve psikopat bir patron, onun her sözünü yerine getirmek için yırtınan bir gariban:) Sanki ekranda kendimi izlemiş gibi olmuştum. Tespitleri muhteşem bir filmdi:)
lauren weisberger'in romanından uyarlanmıştır. Kendisi gerçekten Vugue dergisinin gnel yayın yönetmenin asistanlığını yapmış ve yaşadıklarını yazmıştır. Genel yayın yönetmeni anna wintour kimse tarafından sevilmeyen, herkese kök söktüren biriymiş. Adı neden direkt şeytan prada giyer şeklinde çevrilmemiş anlayamadım. Filmde Merly Streep tabiki çok iyidir. Zaten filmde ki en iyi ayrıntı kendisidir. Film her ne kadar uyarlama sayılsada çok aynı doğrultuda verilmemişmişmiş.
Miranda'nin zorlu karakterine karşı, başarılı olan asistan Andy'nin, zorlu yolunu anlatır film.Meryl Streep Mirandayı, Anne Hathaway ise Andy'i canlandırmıştır filmde.Emily Blunt'da filmde yer alan bir diğer ünlü isimdir.Bence film çok kult olcak bir film değil.Eglencelik bir filmden ibaret.
Emily in Paris