Vizyon Tarihi 12.03.2010
İnternet Adresi paramount.com
-
- Meto
- 5 a
Bana kalırsa bu filmi dünyanın en zeki adamları kurgulamış derdim. Sizi o kadar başarılı bir şekilde içine çekmeyi başarıyor ki film her bir karesini sömürüyorsunuz resmen. Çekimlerinin ve mekanlarının güzelliği. Diyaloglarının unutulmaz olması ve elbette belki de sinema tarihinin en efsane finallerinden birisine sahip olması yüzünden bu film benim her zaman en favori filmlerimden bir tanesi olarak kalmaya devam edecek sanırım.
-
- Kudret Türkler
- 10 a
Çarpık Çizgiler
Kronolojisini takip etmenin bayağı bir zor olduğu film. Kadının gerçekten hasta mı yoksa dediği gibi bir cinayeti soruşturmak amacıyla mı hastanede olduğunu çözmek ise mucizelere bağlı. Yalnız en son sahnesinde ibreyi öyle bir döndürüyor gibi yönetmen, filmi huzurla kapatıyor olmanız imkansız bir hale geliyor. Bana da Zindan Adası filmini anımsattı bu arada!
-
- Feel
- 11 a
Çarpık Çizgiler
Ziyadesiyle karmaşık hale getirilmiş bir film. Öncelikle bu kadar uzun olmasına gerek bulunmuyordu. Zindan Adası filminden çok ağır esinlenmeler var ama oradaki zerafetten de çok uzak. Oyunculuklar sıklıkla abartılı ve gerçekçilikten çok uzak. Filmin sonunda olan onca olaydan sonra elbette şaşırıyorsunuz ki bu tarz filmlerin genelinde olan bir özellik ama bu film bence çok da öyle ilk sıralara oturtulacak bir yapım değil.
-
- melek ada
- 11 a
Çarpık Çizgiler
Film çok uzun ve kafa karıştıracak cinsten. Açıkçası Zindan Adası'ndan da sağlam çarptıkları yerler var. Genel olarak sizi sürekli kendine bağlı tutsa da filmde büyük bir mantık hatası vardı. Alice göya bir cinayeti soruşturmak için hastaneye yattı. Ama nasıl olduysa cinayetin işlenme sebebi de özünde kendisi gibi duruyordu. Yani o cüce, kadına saldırmasa ve fil adamın yakın dostu ölmese bu olaylar başlamayaaktı bence. Bana tuhaf gelen bir döngüsü vardı filmin.
-
- Attila
- 11 a
Çarpık Çizgiler
İnsanın başını döndüren bir film. Uzun ama sonuna kadar gitmeye değecek cinsten bir film. Başlarda bana Zindan Adası filmini anımsattı ve hikaye o yönde ilerleyecek gibi hissettim ama sonrasında bambaşka bir yola evrildi film. Oyun içine oyun mu yoksa kadının gerçekten de bir sorunu var mıyı anlamak için cidden çok kafa yormak gerekiyor. Ama sonu gayet güzel bağlanmış bir film diyebilirim.
"Teddy Daniels" (Leonardo Di Caprio) yeni ortağı "Chuck Aule" (Mark Ruffalo) ile birlikte son derece tehlikeli akıl hastalarının tutulduğu Zindan Adası adını taşıyan bir akıl hastanesinde yaşanmış olan kaybolma vakasını soruşturmak üzere görevlendirilmiş bir polis müfettişidir. Hastane ıssız ve küçük bir adanın ortasında üst düzey koruma tedbirleri ile korunmakta ve sürekli gözetim altında tutulmaktadır. İki polis müfettişi adaya gelmelerini takip eden zaman diliminde hastane çalışanlarının kendilerinden bir şeyler saklamakta olduğundan şüphelenirlerken kayıp hasta olan "Rachel"'ın başına kötü bir şeyin gelmiş olmasından endişe etmektedirler. 2010 yılı ABD yapımı 138 dakika uzunluğundaki suç ve gizem türündeki film, Dennis Lehane'nin aynı adlı eserinden uyarlanmışken yönetmen koltuğunda oturan isim ise usta yönetmenlerden Martin Scorsese.