-
- Çetin Emek
- 9 a
“Bence, hayattaki en büyük şans yüreği güzel bir kadına rastlamak, en güzel hediye de yüreği güzel bir kadının sevdiği adam olmak…”
-
- kıreyzi
- 11 a
'Neden yorgunsun?'
sorusuna cevap aramaktan,
ve bunu sormasınlar diye 'gülümsemekten' yoruldum.. #gününsözü
sorusuna cevap aramaktan,
ve bunu sormasınlar diye 'gülümsemekten' yoruldum.. #gününsözü
1931 yılında, o yıllarda Erzincan'a bağlı olan Dülümür ilçesinde doğdu. Asıl adı Cemal Seber'dir. 1998'deki Dersim isyanı sonrasında ailesi Bilecik'e zorunlu göç ettirildi. Aynı yıl annesini kaybetti. İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde parasız yatılı olarak okuyan yazar, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü'nü bitirdi. Maliye ve Kültür Bakanlıklarına bağlı kurumlarda çalıştı. 25 yılı aşkın bir süre Türk Dil Kurumu üyeliğinde bulundu. Daha sonra çeşitli yayınevlerinde danışmanlık ve çevirmenlik yaptı. Annesinin erken yaşta ölümünden çok etkilenmiş olan yazar bir şiirinde "beni öp, sonra doğur." dizeleriyle içindeki özlemi ve isyanı dile getirmiştir.
Annesini kaybettikten sonra, babasının iki kere daha evlenmesinden de etkilenen yazarın kendisi de 5 kez evlenmiş ama aradığı huzuru bir türlü bulamamıştır. Koyu bir Dostoyevski hayranı olan Süreya, bir mektubunda şu ifadeyi kullanmıştır; "Dostoyevski'yi okudum. O gün bu gündür huzurum yok." 1957 yılında babasını da kaybeden Süreya, "Sizin Hiç Babanız Öldü mü?" adlı şiiriyle içinde bulunduğu psikolojik durumunu tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. 1953'ten sonra çeşitli dergilerde ve yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımlayan yazar, Edebi Akım olarak İkinci Yeni Hareketi'nin önde gelen kuramcılarından olmuştur. Geleneğe karşı olmasına rağmen, geleneği şiirlerinde en güzel biçimde kullanmış olan şairlerden birisi olarak tanınmıştır.
Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, engin birikimiyle, duyarlı, çarpıcı, yoğun diri imgeleriyle, İkinci Yeni Şiir'in en başarılı örneklerini vermiştir. 9 Ocak 1990 tarihinde hayata genç yaşta veda eden Süreya, 1959'da Yeditepe Şiir Armağanı'nı, 1966'da Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü, 1988'de Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nü kazanmıştır. Ölümünden sonra kendi adına bir şiir ödülü de düzenlenmeye başlanmıştır. Hayatı çalkantılar, hayal kırıklıkları ve isyanlarla dolu olan Süreya, Modern Türk Edebiyatı'nın en çarpıcı örneklerini okuyucularına ulaştırmış, kısa süren yazarlık kariyerinde unutulmaz eserler bırakmayı başarmıştır.