"Her hastanın yatak değiştirme tutkusuna kapıldığı bir hastanedir bu yaşam. Kimi soba karşısında çekmek ister acısını, kimi pencere kıyısında iyileşeceğini sanır..." demek suretiyle beni benden almış 19.yüzyılın en önemli Fransız şairlerinden. Berbat çocukluğunun üzerine okuldan da atılmak gibi bir musibetle karşılaşmış ve sonunda da hayatı hep profil fotoğrafındaki bakışla karşılamış acıların efendisi...
"Hep sarhoş olmalı. Her şey bunda; tek sorun bu. Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken Zaman’ın korkunç ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız. Ama neyle? ...Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun...Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üstünde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun; “Saat kaç?” deyin. Yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir yanıtı size: “Sarhoş olma saatidir! Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına!.. Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz...” #birşiir
Şiirleriyle, gerçeküstücülük, varoluşçuluk ve sembolizm akımlarının öncülerinden biri kabul edilen, poe üzerine yazdığı incelemeler ve çevirilerle onu fransa'ya tanıtan, birçoğu tarafından kendinden sonraki tüm şiir dünyasının babası olarak bilinir. Değeri çok geç anlaşılmıştır. Okudukça, günümüz senaristlerinin, "derin" karakterler yaratmaya uğraşırken bolca etkilendiklerini farkedebileceğiniz şairlerden. Ona göre her şeyin tiksindirici bir doğası vardır. İkiye böldüğü her şeyin güzeline bakar. Güzel dışında kalan diğer yarıyı ise yok etmek için görünür kılar.
"Hep sarhoş olmalı. Her şey bunda; tek sorun bu.
Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken Zaman’ın korkunç ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız. Ama neyle? ...Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun...Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üstünde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun; “Saat kaç?” deyin. Yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir yanıtı size: “Sarhoş olma saatidir! Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına!.. Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz...” #birşiir