-
- Tarık Veysi Acar
- 4 a
"Gözlerini kapattı, hayatı yaşamaya değer kılan ve günlerini mutlulukla dolduran her şeyden keyif almaya karar verdi." #kitapalıntısı
-
- Semra Bakan
- 10 a
"Ben sadece kitaplarla başbaşa kalacağım,
gezintiler yapacağım, hayaller kuracağım,
rahatsız edilmeden uzun uzun uyuyacağım." #kitapalıntısı
gezintiler yapacağım, hayaller kuracağım,
rahatsız edilmeden uzun uzun uyuyacağım." #kitapalıntısı
-
- Tunç
- 1 y
“…öyle boş boş havaya bakacağınıza önümüzdeki kitaba baksanız ve biraz daha dikkat etseniz daha iyi olmaz mı!?” #kitapalıntıları
-
- Semih Aydın
- 2 y
"Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediği, ama yine de her şeyin bana dahil olduğu duygusunu taşıyordum yalnızca; ilgisiz kalsam da, çok derin ve çok gerçek şeyler tadıyor olmak müthiş mutluluk veren bir duyguydu."
-
- Ahmet
- 2 y
"Kim dönüp kendi gölgesine bakardı ki? Gölgesinin sadakatle sürünecek ve sessizce adımlarının arkasından geldiğini hissederdi insan, bazen bilincine varmadığı bir dilek gibi önünden acele ettiğini de bilirdi, ama gölgenin parodi yaparcasına aldığı biçimleri gözlemlemeye ve bu çarpıtılmış şekillerin içinden kendi varlığını seçmeye çalışması çok nadirdi." #kitapalıntısı
-
- Feel
- 2 y
"Yaşayan bir sanatı parçalayıp yok eden, Shakespeare’in dizelerini bir huninin içine haykıran bu adamlar toplumu aydınlatılır, gençliğe bir şeyler öğretseler daha iyi olmaz mı? Tiyatro duyulara seslenir, demişti Schiller. Fakat bu görüş artık geçerli değil! Günümüzde geçerli olan tek şey şu lanet olası para! Ve reklamlar! Bu iki şeyin farkına varmayan veya onları anlamak istemeyen ise kuyruğu titretmek zorunda! Bana sorarsanız kendini lanet olası Hollywood'a satmış, ona teslim olmuş her sanatçıyı ipe çekmek gerekir! Darağacına götürmeli onları, doğru darağacına!"
-
- Çağrı Temel
- 3 y
“Yine beklemek zorundaydı, hiçbir şey yapmadan akşama kadar beklemek, olağanüstü ve ihtimal dışı bir şeyi umut etmek zorundaydı.”
-
- Semra Bakan
- 4 y
Stefan Zweig söz konusu olduğunda sürprizlere hazırlıklı olmak gerektiğini bir kez daha görmüş olduğum eser. Kısa, akıcı ve sonunda her zaman olduğu üzere ilginç bir final. Aslında kitap 5 farklı hikayeden oluşuyor. Her hikaye kendi içinde tutarlı ve güzel. Ama içlerinden bir tanesi var ki kesinlikle okunması lazım bence: Leporella!!!
İlginizi Çekebilir
+−
Ay Işığı Sokağı beş hikayeden oluşuyor. Leporella adlı hikayede bir kadının patronuna bağlanması, Nişan hikayesinde hayata tutunmayı, Leman Gölü Kıyısında Olay adlı hikayede sıla hasreti çeken bir adamı, Avare hikayesinde baskıya karşı direnen adamı görüyoruz. Tüm bu hikayeler Almanya'ya giderken yolu Fransa'da bir denizci kentine düşen ve burada bir gece geçiren adamla başlar. Sokakları keşfe çıkan adamın tanıştığı karısını çok seven adamın hikayesiyle kitap başlar.
Leporella'da Crescentia adlı kahraman evililik dışı doğmuştur. Nerdeyse kırk yaşına gelmiştir ve çocukluğundan bu yana hizmetçilik yapmaktadır. İşini çok iyi yapan kadın, kendi fiziksel özeleliklerine yabancılaşmıştır. Bir gün zengin bir kadından Viyana'da çalışması için teklif alır. Ücret iki katı olduğu için kabul eder. Bu arada da işini çok iyi yapan kadın, evde yaşanan sıkıntılar haberdar değildir. Evin hanımına gire kocası daha genç ve güzel görünümlüdür. Crescentia adamı hiç görmemişken, nüfus sayımı yapıldığı bir gün adamın tüm hizmetçilerle görüşmesi nedeniyle tanışırlar. Üstelik daha önce çeşitli tesadüflerle karşılaşmışlardır. Adam kadına yakın davranır ve Crescentia adama aşık olur. Bu yüzden de evin hanımından nefret etmeye başlar. Bu nefret o kadar büyük bir hal alırken sonunda, evin hanımını öldürmeye kadar gider. Fakat bu ölüm kendi sonunun da başlangıcı olur.
Nişan adlı hikayede, İspanya Fransa savaşı sırasında tek başına kalan Albay anlatılır. Albay ve askerleri bir pusu sonucu saldırıya uğrarlar. Bu saldırıdan albay şans eseri kurtulur. Tüm askerleri acımasız bir şekilde öldürülmüştür. Albay şimdi ormanda bir hayat mücadelesi vermeye başlar. Ormanda öldürdüğü İspanyol askerin kıyafetlerini giyer ve kendi askerlerini yardım için beklemeye başlar. Bir gün askerler gerçekten ormana gelir. Albay heyecandan onlara doğru koşar. Askerler kıyafetlerinden dolayı İspanyol askeri sanar ve öldürerek yollarına devam ederler. Leman Gölü Kıyısında Olay'da bir balıkçı avlandığı günlerden birinde salın içinde çıplak bir adam görür. Yardım için adamı alır ve göl kenarına götürür. Meraklı kalabalıkta adamın başına üşüşür. Fakat kimse adamın dilini anlamaz. Bir otelin müdürü çok dil bildiği için adamın konuşmasından Rus olduğunu çıkarır. Adam savaştan kaçmıştır ve ülkesine ailesine dönmek ister. Fakat savaş bitmeden ülkesine dönmemesi için diretirler. Daha sonra aynı adam tarafından bu sefer cesedi bulunur.
Avare adlı hikayede Liebmann adlı Yunanca dersini veremediği için lisede kalan gencin hikayesi anlatılır. Lisede derslerde hocaların ve öğrencilerin onunla alay ettiğini düşünür. Derse geç kaldığında hocası sürekli azarlar. Yine geç kaldığı bir gün hocalarının azarlarına dayanamayarak cevap verir. Hocasının itiş kakış sırasında yere yuvarlanmasından sonra, kaçarak intihar eder.