-
- Kudret Türkler
- 2 a
"Bu dünya bomboş ve maddi çıkarların geçerli olduğu bir dünyaydı! Kaba, sert, acımasız ve soğuktu! Sevgiden, okşamadan, sevecenlikten eser dahi yoktu."
-
- Davut Demircan
- 3 a
"Her şeyin sebebi olan dişi kurt da art ayaklarının üstüne rahatça oturmuş, onları seyrediyordu. Hatta hoşuna gidiyordu. Gün onun günüydü. Dişlerin dişlere vurması ya da eti yırtıp koparması hep ona sahip olmak uğrunaydı."
-
- Feel
- 4 a
"Mutlu olduğunun farkına varamayacak kadar meşgul ve mutluydu. Yaşadığı bu yepyeni tür heyecan ve sevinç daha önce yaşadıklarından çok daha güçlüydü."
-
- Tarık Veysi Acar
- 5 a
"Sonsuzluğun egemen ve ketum bilgeliği, hayatın nafile gayretine, yaşamın beyhudeliğine kahkahalarla gülüyordu."
-
- Sercan Akkoca
- 5 a
"Onun hükmü altına girdiğine memnundu. Doğasının derinlerinde hiç el değmemiş noktalar vardı. Gelecek bir tatlı söz ya da okşayan elinin bir dokunuşu bu noktalara uzanabilirdi."
-
- Meto
- 6 a
"Nefes aldığı ortam nefretle, kötülükle yüklüydü ve bu durum, onun içindeki nefreti ve kötülüğü büyütmekten başka bir işe yaramıyordu."
-
- Davut Demircan
- 6 a
"Her şeyin sebebi olan dişi kurt da art ayaklarının üstüne rahatça oturmuş, onları seyrediyordu. Hatta hoşuna gidiyordu. Gün onun günüydü. Dişlerin dişlere vurması ya da eti yırtıp koparması hep ona sahip olmak uğrunaydı."
-
- Çağrı Temel
- 6 a
“Kendi yalnızlığı içinde fazla ağırbaşlı olmuş, fazla vakurlaşmıştı; hatta utangaçtı. Suskunluğu, mesafeliği, ve somurtkanlığı benimseyeli çok olmuştu.”
-
- Berk Salik
- 7 a
“Onun yöntemi, nedenini niçinini sorgulamaksızın her şeyi olduğu gibi kabul etmekti. Hiç bir zaman bir şeyin neden olduğu konusuna fazla kafa yormuyordu.” #alıntı
Beyaz Diş vahşi bir hayvanın gözünden, hem doğal hayata hem de insanların acımasız dün yasına eleştirel bir bakış... Beyaz Diş Alaska’nın sert doğa koşullarında geçen, nefes kesici bir macera hikâyesi anlatıyor. Yarı köpek bir anne ile kurt bir babanın yavrusu olarak dünyaya gelen Beyaz Diş, doğduğu günden itibaren farklılığının gölgesinde bir hayat sürmeye başlar.
Zekâsıyla ve görüntüsüyle hayranlık uyandıran bu muhteşem yaratık, hem insanların hem de hayvanların eziyetiyle karşılaşır ve her an bedel öder. Hayatta kalmak için içgüdülerinin rehberliğine sığınan Beyaz Diş, zamanla her türlü canlıya karşı güvenini kaybeder ve vahşi hayat ile evcilleşme arasında sıkışıp kalır. Jack London Beyaz Diş’te edebiyat tarihinin en gerçek hayvan karakterlerinden birini yaratırken, düşmanlık, ahlâk, güven, merhamet ve sevgi gibi kavramları tartışıyor.
“Oysa vahşilik, Beyaz Diş’in görünüşüne ve hareketlerine sinmişti. O vahşi tabiatı simge liyordu; onun ete kemiğe bürünmüş haliydi.”
-Jack London-
(Tanıtım Bülteninden)