
8.9 /10
Tümünü Gör
- Dizi&Film
- Kitap
- Kişi
- Üye
- Liste
- Tümünü Gör
-
- kıreyzi
- 2 h
"Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir." #kitaplistem
-
- Semra Bakan
- 1 a
“Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.”
-
- Attila
- 3 a
“Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.” #alıntı
-
- Süslü pakize
- 9 a
"Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onunla konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir." #kitap
-
- Hüseyin Demke
- 10 a
“Kimse değişmezdi. Değişen tek şey siz olurdunuz. Çok büyümüş olmanız filan değil demek istediğim. Tam olarak o değil yani. Yalnızca değişmiş olurdunuz.” #kitapalıntıları
-
- Feel
- 2 y
“Kadın bedeni bir keman gibidir,” diyordu; hakkını vererek çalmak için acayip iyi bir müzisyen olmak gerekirmiş. #alıntı
-
- Bilir Kişi
- 2 y
“Hani, sokak köşelerinde sevgilileri gelmediğinden ağaç olup mosmor kesilen herifleri konu alan karikatürler çıkar, Saturday Evening Post’ta filan, hepsi de tümüyle palavra. Bir kız sizinle buluşmaya geldiğinde felaket güzelse, kimin umurunda; ha geç gelmiş, ha erken gelmiş, yani?”
-
- Sercan Akkoca
- 3 y
"Şöyle aklı başında biri çıkıp beni denize filan atıverse, ne iyi olurdu. Ne yaparlarsa yapsınlar da, beni lanet bir mezara tıkmasınlar. Pazar günleri millet gelip karnınızın üstüne bir sürü çiçek filan koyacak, daha bir sürü zırvalık. Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın? Yani..." #kitapalıntısı
İlginizi Çekebilir
+−
Hikâye ilk ağızdan anlatılır. Holden Caulfield'ın üç gününü kapsayan kitap, Holden'ın okuduğu Pencey Prep'ten Noel'den (tahminen 1949) hemen önce kovulmasıyla başlar. Daha önce, iki okuldan daha kovulmuştur ve bu sefer ailesiyle yüzleşmemek için eve gitmek istemez. İlk önce eski tarih hocası Mr. Spencer'ı ziyaret eder. Canını sıkan hocasından kurtulan Caulfield, yurda döner fakat orada da başta yakışıklı ve atletik Stradlater olmak üzere yurt arkadaşlarıyla kapışır ve orayı da küfürler savurarak terk eder. New York'ta içmiş şekilde gezmeye başlayan Caulfield, tanıdıklarıyla rastlaşır. Sürekli olarak etrafındaki her insanın "samimiyetsiz/yapmacık (phony)" olduğunu söyleyen Caulfield sonunda bir otele çekilir ve bekaretini kaybetmek için bir kadın satıcısıyla kız konusunda anlaşır. Odasına yaşıtı olduğunu tahmin ettiği bir kız gelir, fakat nedense sevişmek istemeyen Holden yüzünden işler yolunda gitmez ve kadın satıcısı fazladan 5 $ daha alır. Holden daha sonra eski kız arkadaşlarından Sally Hayes ile çıkmaya karar verir ve onu arar. Beraber tiyatroya ve buz pateni yapmaya giderler. Sonunda dayanamayan Caulfield kıza hakaret eder. Sally kaçtıktan sonra Caulfield bunalmış bir şekilde, ailesine çaktırmadan kız kardeşi Phoebe`yi görmek için eve gider. Küçük kız kardeşi ona Noel için biriktirdiği parayi verir. Caulfield ailesi geldiği anda evden kaçar. Kitabın sonlarına doğru, Holden güvendiği tek hoca olan Mr. Antolini'nin evine gider. Hocası ona geleceği için mantıklı ve yararlı öğütler verir. Uyumaya başlayan Caulfield gözlerini açtığında hocasının onun alnını okşadığını görür. Neden bunu yaptığı kitapta tam açıklanmasa da, Holden bunu hocasının eşcinsel eğilimlerine yorar. Evden kaçan Holden, bir tren istasyonunda uyuyakalır. Sabah kalktığında da, Batı`ya doğru otostop çekip gitmeyi kafasına koymuştur. Tanıdığı bütün insanlardan kaçıp vardığı yerde sağır taklidi yaparak bambaşka bir hayat sürecektir. Fakat önce bitirilmesi gereken bir iş vardır, kız kardeşinin parasını geri vermek. Holden, Phoebe'nin okuluna gider ve sekretere kız kardeşini öğle teneffüsünde okulun yakınındaki müzede beklediğine dair bir not bırakır. Phoebe, Holden'ın yanına vardığında elbiselerle dolu bir bavul taşımaktadır. Niyeti bellidir: Ağabeyiyle birlikte gitmek. Holden bu isteğini sertçe reddeder. Kız kardeşine kötü örnek olduğunu düşünmeye başlamıştır artık. Phoebe ona küser ve Holden gitmekten vazgeçtiğini söyler, kız kardeşini sehir parkina götürür. Atlı karıncaya binen Phoebe, Holden'ı neredeyse ağlatacak kadar mutlu eder. Holden Caulfield'ın hikâyeyi anlatması burada bitiyor. Günümüze dönerek olaylardan sonra hastalandığını, şu anda bir psikaytrist ile görüştüğünü ve sonbaharda okula gideceğinden bahsederek kitabı sonlandırıyor.