-
- Ayşe Şema Betil
- 2 y
Bir kahraman gibi görüyordum onu! Ama sonra aramızda çok hüzünlü sohbetlerin geçtiğini de hatırlıyorum! "Teselliyi sanatta ara," diyordum ona. Cevabı şöyle oluyordu: "Evet ve şiir de." Ben ekliyordum: "Ve dostlukta!"- "Ve dostlukta!" diye tekrar ediyordu. Ah ne güzel günlerdi onlar! #alıntı
-
- Esma Bozoklu
- 2 y
“Gökyüzünde sayısız yıldızlar parlıyordu. Yakov gözlerini yukarı kaldırdı, elimi sıkarak alçak sesle, duygulu, haykırdı;
Başlarımızın üzerinde
Sonsuzluğun yıldızları
Ve onların üzerinde onları yaratan...
Ulu Tanrı'ya sonsuz bir sevgiyle, saygıyla ürperdi içim; üşüdüm, başımı Pasinkov'un omuzuna koydum... Kalbim dolu dolu olmuştu...”
Başlarımızın üzerinde
Sonsuzluğun yıldızları
Ve onların üzerinde onları yaratan...
Ulu Tanrı'ya sonsuz bir sevgiyle, saygıyla ürperdi içim; üşüdüm, başımı Pasinkov'un omuzuna koydum... Kalbim dolu dolu olmuştu...”
Ergin Altay çevirisi,
Charles Whibley’in önsözü,
Nina Brodiansky’nin sonsözü,
Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle.
Huzurlu Sessizlik, Turgenyev’in düzyazıda romantizmden realizme geçmekle öykücülükte eşik atladığı dönemin seçkin ürünlerinden oluşan bir derleme.
1850’lerin başında ünlü eleştirmen Belinski’nin edebiyatta sosyolojik gerçekçilik savunusundan etkilenen Turgenyev, Rus hayatından gerçekçi portreler içeren realist öykülerini yazmaya koyulur. Ansızın sevdalanmanın güzelliği, aşk ümitlerinin suya düşmesi, hayaller ile gerçekler arasındaki uçurum, mazurka ve düello, çözülen aile bağları, Rus taşrasının sebep olduğu nostalji duygusu gibi dönemin popüler temalarını ele aldığı öykülerinde unutulmaz karakterler yaratan Turgenyev 1850’ler ve 1860’ların “yeni Rus insanı”nı dünya edebiyatının hafızasına nakşeder. Modern öykücülüğün ustasından sayısız kuşağı derinden etkilemiş öyküler…
“Turgenyev’in öykülerindeki müzikal akışa 19. yüzyıl Rus edebiyatında pek az yazarda rastlanır.”
- Vladimir Nabokov -
(Tanıtım Bülteninden)