-
- Cemil
- 1 h
"Ama size şunu söyleyeyim canım, karanlık bir insan, aptal bir insan olsam da, ne yazık ki benim de başkalarınındaki gibi bir kalbim var." #kitapalıntısı
-
- Tekin Çelen
- 3 h
"Ah Varenka edebiyat harika bir şey. Önceki gün bu insanlarla beraber olunca bunu daha iyi anladım. Çok esrarlı bir şey! İnsanların kalplerini güçlendirir, ders verir." #kitaplistem
-
- seda
- 6 a
"Ben müşkülperest biri değilim, hele geçimsiz hiç değilim. Geçmişimde, şu andakinden daha farklı bir hayatım olmadı. Neden bedbaht görüneyim? Aç değilim, açıkta değilim, ayakkabısız dolaşmıyorum; neden lükse düşkün olayım?" #alıntı
-
- Mehmet
- 1 y
Beni en çok mahveden nedir biliyor musunuz Varenka ?
Para falan değil.
Bütün bu günlük sıkıntılar, fısıldaşmalar, gülüşmeler
ve şakalar. #alıntılar
Para falan değil.
Bütün bu günlük sıkıntılar, fısıldaşmalar, gülüşmeler
ve şakalar. #alıntılar
-
- Uğur Azizoğlu
- 1 y
"Edebiyat çok iyi bir şeymiş Varenka. Bunu evvelsi gün aralarındayken öğrendim. Derin ve öğretici! İnsanın kalbine güç veriyor. Okudukları kitapta buna dair başka fikirler de vardı. Edebiyat bir resime, daha doğrusu hem resime, hem aynaya benziyor. İhtiraslar, ifade, çok ince tenkit, faydalı dersler ve vesikalar…" #kitapalıntısı
İlginizi Çekebilir
+−
Yıl 1846'dır. Genç Dostoyevski, ilk romanı İnsancıklar'ı tamamlar tamamlamaz ev arkadaşı yazar Grigoroviç'e okutur. Grigoroviç o kadar heyecanlanır ki birkaç kez kalkıp Fyodor'un boynuna sarılmak ister; fakat arkadaşının aşırı duygu gösterilerinden hoşlanmadığını bildiği için yapmaz. Grigoroviç ertesi gün romanı yazar ve yayımcı Nekrasov'a götürür; kitaptan çok etkilenen Nekrasov da eleştirmen Belinski'ye... "Yeni Gogol doğdu!" der, Nekrasov, daha kapı ağzında. Aynı günün akşamı, Belinski'ye tekrar uğradığında onu heyecan içinde bulur: "Nerede kaldınız? Nerede bu Dostoyevskiniz? Genç mi? Kaç yaşında? Hemen getirin bana onu!"
Belinski'nin evine getirilen yirmi üç yaşındaki genç yazar, daha sonra orada olanları şöyle anlatacaktır: "Ve işte... beni onun yanına götürdüler. Belinski'yi birkaç yıl önce heyecanla okumuştum, ama bana ürkütücü ve sert gelmişti ve benim İnsancıklar'ımla alay edecek diye düşünüyordum. Beni çok saygılı ve ağırbaşlı bir şekilde karşıladı; ama daha bir dakika bile geçmeden her şey bambaşka oldu... Ateşli ateşli, alevli gözlerle konuşuyordu. "Siz kendiniz anlıyor musunuz?" diyordu bana tekrar tekrar, alışkanlığı olduğu üzere bağırarak, "Ne yazmış olduğunuzu anlıyor musunuz?.. Bütün bu korkunç gerçeği, bizlere göstermiş olduğunuz bu gerçeği siz mi düşündünüz? Olamaz, sizin gibi yirmi yaşında birinin bütün bunları anlamış olmasına imkân yok... Gerçeği keşfetmiş ve bir sanatçı olarak ilan etmişsiniz, size bir yetenek verilmiş, yeteneğinizin değerini bilin ve emin olun, siz büyük bir yazar olacaksınız."
Yıl 2013. 167 yıl sonra Dostoyevski her kuşağın başucu yazarlarından olma özelliğini koruyor ve İnsancıklar, onun dünya edebiyatına ilk armağanı...