Birgül Oğuz’dan yalnızlık, güven ve arkadaşlık üzerine uzun bir hikâye.
“Şimdi ormanda bir patikada dalgın yürürken aniden ağaçların, boyumu aşan yabani otların arasına dalıp koşmaya başlamışım gibi hissediyordum. Tren hızlandıkça bir sevinç dalgası yükseliyordu içimde. Ama her an daha da kararan bir ormanda dikenli bitkilerin, böceklerin, gececillerin arasına fütursuz dalışımın ödeyemeyeceğim bir bedeli olduğu duygusuna da kapılıyordum. Davranışımın kaynağına belirsiz bir gelecekte varacağımı seziyordum.”
''Başıboşluk bazılarının cennetidir. Bir sabah uyanırsın ve yapacak hiç ama hiçbir şey yoktur. Oradan oraya gider, sonra başlangıç noktasına dönersin, istersen dönmeyebilirsin de. Hiçbir rotası olmadığı gibi hiçbir sınırı da olmayan bir yürüyüş.''
Birgül Oğuz’dan yalnızlık, güven ve arkadaşlık üzerine uzun bir hikâye.
“Şimdi ormanda bir patikada dalgın yürürken aniden ağaçların, boyumu aşan yabani otların arasına dalıp koşmaya başlamışım gibi hissediyordum. Tren hızlandıkça bir sevinç dalgası yükseliyordu içimde. Ama her an daha da kararan bir ormanda dikenli bitkilerin, böceklerin, gececillerin arasına fütursuz dalışımın ödeyemeyeceğim bir bedeli olduğu duygusuna da kapılıyordum. Davranışımın kaynağına belirsiz bir gelecekte varacağımı seziyordum.”
(Tanıtım Bülteninden)