Kitap kadın egemen bir kitap. Okurken bir amazon hikayesi okuyorum sandım bir ara kendimi. Önce Almanya'dan göç etmek mecburiyetinde kalmış olan Elsa, sonrasında onun kızı Suzi'yi okuyor okuyucu. Kitaptaki ana karakter Suzi, Almanya'da doğmuş, babası mesleek gereği Türkiye'de görev yapmak üzere Cumhuriyet Zamanında Türkiye'ye gelmiş olan bir musevi. Kendisini Atatürk'ün kızı gibi gören ve Türkiye'ye gönülden aşırı bağlı. Bence kitabın en büyük güzelliği iki vatan arasında arada kalmışlığı mükemmel yansıtmış olmasıdır. Arada derede kalmanın ne olduğunu çok güzel görüyorsunuz..Bir de Esra diye bir karakter var. Ama ben onunla ilgili kısımları çok da beğenmedim açıkçası. Suzi kesinlikle hem daha iyi hem daha açık bir kısımdı. #kitapeleştirisi
Kitabı şükür bitirdim. Efendim kısaca konu şudur; dört kadın; Elsa, Suzi,Sude, Esra.
Bu dört kadının da ortak bir özellikleri var; aşk evliliği yapmış olmaları. Kitabın tarihi konulara yaklaşma açısını beğenmedim açıkçası; çok yüzeysel ve tek taraflı bakılmış aşka da tarihe de. Adolf Hitler manyağının zulmünden kaçan öğretim görevlilerinin ve bilim insanlarının burda çektikleri nice sıkıntılardan dem vurulmuş. Oysa kitaptaki olayların olduğu dönemde biz bile kendi yurdumuzda henüz mülteci gibi yaşamaktayız. Gene o dönemde bu zatı muhteremler kendi çocuklarını özel okullarda okutup iyi yerlere getirmeye vakıf olmuşlar. Hazır konu zaten allak bullak biraz da ben kendi düşüncelerimi satayım arada o da kaynar diyen Ayşe Kulin, gezi olaylarına felan da göndermeler yaparak konuyu iyice içinden çıkılmaz bir hale sokmuş. Biraz ondan biraz bundan derken konu da kurgu da bence çorbaya dönmüş. Ama doğruya doğru ben bu çorbanın tadını pek beğenemedim. Tuzu biraz az gelmiş ve dibi tutmuş:( #kitapeleştirisi
"İç sesimi dinliyorum."
"Neler söylüyor sana için sesin?"
"Her saniyemin kıymetini bilmem gerektiğini." #kitapalıntısı
Bu dört kadının da ortak bir özellikleri var; aşk evliliği yapmış olmaları. Kitabın tarihi konulara yaklaşma açısını beğenmedim açıkçası; çok yüzeysel ve tek taraflı bakılmış aşka da tarihe de. Adolf Hitler manyağının zulmünden kaçan öğretim görevlilerinin ve bilim insanlarının burda çektikleri nice sıkıntılardan dem vurulmuş. Oysa kitaptaki olayların olduğu dönemde biz bile kendi yurdumuzda henüz mülteci gibi yaşamaktayız. Gene o dönemde bu zatı muhteremler kendi çocuklarını özel okullarda okutup iyi yerlere getirmeye vakıf olmuşlar. Hazır konu zaten allak bullak biraz da ben kendi düşüncelerimi satayım arada o da kaynar diyen Ayşe Kulin, gezi olaylarına felan da göndermeler yaparak konuyu iyice içinden çıkılmaz bir hale sokmuş. Biraz ondan biraz bundan derken konu da kurgu da bence çorbaya dönmüş. Ama doğruya doğru ben bu çorbanın tadını pek beğenemedim. Tuzu biraz az gelmiş ve dibi tutmuş:( #kitapeleştirisi
#kitapalıntıları