-
- Ayşe Şema Betil
- 2 y
"Ne oluyor yahu? Kim neyi açıklayacak? Engizisyon mu kurulacak? Kedi elimden alınıp Papa'ya mı sunulacak?" #alıntı
-
- Deniz
- 3 y
“Kedilerin sahiplerine yüklediği karma, anne ve çocuk arasında bile yoktur.” işte bu söze sonuna kadar inanırım bir kedi sahibi olarak:)
-
- Cenk??®️
- 3 y
Hayatımda okuduğum en tuhaf kitaptı. Kitap mı okudum karman çorman bir düş mü gördüm hala emin değilim..
-
- Serdar
- 3 y
“Bu kedi… Eğer sezgilerim beni yanıltmıyorsa… Medyumistik yeteneklere sahip bir kedi…” #alıntı
-
- Cenk??®️
- 4 y
Çok saçma olmuş bir kitap. Kitap kategorisi Ahududu ödülüne layık görürdüm; öyle bir ödül olsaydı. Yazar, Murakami üzerinden yürür müyüm acabaya çabalamış. Ama yürüyememiş..
-
- Alper Badem
- 4 y
Eğlenerek okuduğum bir kitaptı. Yazarın hayal gücü gerçekten de takdire şayan. Bu arada kitabın adı 'yazar kim bilir neyi kastederek bu adı vermiştir bu kitaba' diye düşündürtmesin. Çünkü konu gerçekten de Murakami'nin Kedisi ile çok alakalı:)
-
- Aisha
- 4 y
Kocasına kızıp ani bir kararla evi terk eden Lal isimli kitabın kahramanı, bir dostunun evinde yaşamaya başlar. Bu sırada kaderin ilginç bir cilvesi olarak Haruki Murakami'nin bir panel için İstanbul'da olduğunu öğrenir ve hayranı olduğu yazarla tanışabilmek için ünlü yazarın kaldığı otele gider. Oteldeyken Murakami'nin kaybolmuş olan hınzır kedisini bulmasıyla birlikte olaylar daha da ilginç bir hale gelir. Oldukça ilginç bir hikaye olmuş, keyifle okunur :)
-
- Lazyblade
- 4 y
"Kedilerin sahiplerine yüklediği karma, anne ve çocuk arasında bile yoktur." #kitapalıntısı
Murakami’nin Kedisi, Beyoğlu’ndan Prag’a, pagan büyülerinden psikanalize uzanan geniş bir yelpazede, sayfalardan adeta fırlayan renkli karakterleri ve soluksuz okunan akıcılığıyla büyülü bir roman. O an kendime geldim, resmen ve fiilen Murakami’nin pek mühim kedisini çalmış bulunuyordum. Oh olsun! İçimi bir huşu kapladı, bir kedi çaldığım için kendimi böylesine iyi hissedeceğim hayatta aklıma gelmezdi. Senaryo yazarı Lal, eşi Umut’a öfkelenip ardına bakmadan evi terk etti. Kendini Beyoğlu’nda, St. Antoine Kilisesi apartmanlarında buldu. Çok sevdiği yazar Haruki Murakami’nin Pera Palas’ta yapılacak bir panel için İstanbul’da olduğunu öğrenince kulaklarına inanamadı. Otele geldiğinde kapıda bir kargaşa vardı, biricik Murakami ise suratını asmış, lobide öylece oturuyordu. Edebiyat devinin kedisi yer yarılmış, içine girmişti! Murakami’nin Kedisi, Beyoğlu’ndan Prag’a, pagan büyülerinden psikanalize uzanan geniş bir yelpazede, sayfalardan adeta fırlayan renkli karakterleri ve soluksuz okunan akıcılığıyla büyülü bir roman. (Tanıtım Bülteninden)