Zaten dedeme kalsa, kız çocuğun okuması da neymiş..! Kız evlat dediğin, memeleri dolunca oturur kocasının dizinin dibinde, ağzının içine bakar. Çocuğunu büyütür, salçasını, tarhanasını, turşusunu kurar biraz da örgü, dikiş geldi mi elinden, daha ne? Ah, canım dedem! #kitapalıntısı
Mahir Ünsal Eri`in bu kitabı hayatın içinden alınmış, olduğu kadar samimi, içten, olduğu kadar güzel sekiz hikaye anlatıyor bize. Süslü laflara gerek duymadan, sade bir dille kimisi çocukluk hatıralarını, kimisi babasının yarım kalmış futbol karyerini, kimisi Avrupa'ya kaçmış ayyaş dayısını... anlatmış. İnsanın içine dokunabilen, yer yer hüzün koksa da keyifle okunacak öyküler...#kitapeleştirisi
"Ah be kardeşim... Şu içimdeki cızlamanın bir tarifi olsaydı keşke. Güzel yerlerde ve herkesin kendini iyi hissettiği anlarda aniden dertlenen insanlardan olmuştum. Yüreğimdeki cız'ı görseler birçok noktada aynı ruhsal buhranı kucaklardık şu çoğunu tanımadığım insanlarla." #kitapalıntısı
"Belki de insanlar hakikaten böyle deliriyorlardır. Bir şeyi kafaya takıp onunla zihninin içine küçük bir delik açıyor, sonra kurcalaya kurcalaya o deliği bütün bir aklı yutacak kadar büyütüyordur." #alıntı
Biri gelip bizi tezgahtan alana kadar, bir manavın önlüğüne süre süre parlattığı elmalar gibi cilalayıp duruyoruz kendimizi. İlk ısırıktan sonra, ısırılan yerlerimizden kararmaya başlıyoruz ama.
Kız evlat dediğin, memeleri dolunca oturur kocasının dizinin dibinde, ağzının içine bakar. Çocuğunu büyütür, salçasını, tarhanasını, turşusunu kurar biraz da örgü, dikiş geldi mi elinden, daha ne?
Ah, canım dedem! #kitapalıntısı