-
- Deniz
- 1 a
"Her an bir şey olması ihtimali içinde, saatlerce, günlerce hiçbir şey olmadan beklemek azapların en korkunçları arasındadır. Bir kapının önünde, bir hücrede, neden olduğunu bilmeden beklemek... Kafanıza dolmak isteyen türlü ihtimallerle zaman zaman yüreğinizin çarpıntısı artarak beklemek..."
-
- Semra Bakan
- 2 a
"...sanat, yeryüzünde ve insanların içinde olup bitenleri, çöplükle sarayı aynı hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye bürüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermeye mecburdu."
-
- Deniz
- 2 a
"İnsan dedikleri mahlukun, içinde neler kaynaştığını biliyor musunuz? Öyle anlar olur ki, ummadığımız adam en beklemediğimiz şeyleri yapabilir." #alıntı
-
- melek ada
- 2 a
"Bu dünya böyledir işte, kimi adam öldürdüğü için katil diye anılır, kimi adı katile çıktı diye adam öldürür."
-
- Tarık Veysi Acar
- 4 a
"Bu dünyada çobansız da, köpeksiz de yaşanabilirmiş. Ama bunu anlamak için her defasında bu kadar kanlı kurbanlar verecek olursak pek çabuk neslimiz kurur. Bari siz gözünüzü açın da, ilerde başınıza yeniden itler, hele kendilerini kurt sanan palavracı itler musallat olursa, sürüyü canavarlara paralatmadan onları defetmeye bakın!"
-
- Ahmet
- 6 a
“Ama yeryüzünde, hiçbir şey, ne kadar uzun ömürlü olursa olsun, sonsuz değildir. Milyonlarca sene ortalığı kasıp kavuran, uçsuz bucaksız dünyaya kayıtsız hükmeden devlerin de sonu göründü.”
-
- seda
- 7 a
"Olur, bazen olur... İnsan dedikleri mahlukun, içinde neler kaynaştığını biliyor muyuz? Öyle anlar olur ki, en ummadığımız adam en beklemediğimiz şeyleri yapabilir." #kitapalıntısı
-
- Aisha
- 1 y
"Çünkü sanat, yeryüzünde ve insanların içinde olup bitenleri, çöplükle sarayı aynı hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye bürüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermeye mecburdu."
İlginizi Çekebilir
+−
Her an bir şey olması ihtimali içinde, saatlerce, günlerce hiçbir şey olmadan beklemek azapların en korkunçları arasındadır.”
Sırça Köşk, Sabahattin Ali’nin ölümünden bir yıl önce, 1947 yılında yayımlanır. Romanlarındaki başarısını hikâyelerinde de ustalıkla sergileyen Sabahattin Ali’nin hikâyeler ve masallar şeklinde kurguladığı bu kısa metinlerde yoğun bir toplumsal eleştiri öne çıkar. Kimi kurumlardaki kofluğu ve çürümüşlüğü, samimiyetsiz çıkar ilişkilerini ve çaresiz insanları buluruz Sırça Köşk’te. Aynı zamanda alegorik bir anlatıma bürülü metinler, dönemin kimi otoritelerini de rahatsız etmiştir. Öyle ki Sırça Köşk yasaklanan kitaplar arasında da yer almıştır. Fakat yaşamındaki hazin sonun değerinden hiçbir şey götürmediğini, yıllar içinde edebi kıymetinin giderek arttığını gördüğümüz yazar, Sırça Köşk hikâyesinde bir öğüt niteliğinde okurlarına şu sözleri miras bırakır: “Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.”