-
- Selin Tekdemir
- 1 y
"Kendisiyle alay ediyorlardı, bunu biliyordu, ama onlardan düşmanlıktan başka bir şey de beklemiyordu zaten; alışmıştı artık buna." #alıntı
-
- Lazyblade
- 1 y
"Güzellikten çok daha farklı bir şeydi beni ona vurgun kılan. Anlatılmaz, dile söze gelmez bir şey; bir hava, bir tavır, sesindeki ince bir kırılma, dudaklarının kıyısındaki hafif bir gölgelenme, gülerken çenesinde oluşan küçük çukur... Bunların hepsi, hepsi çok güzel şeylerdi." #alıntı
-
- Hüseyin Demke
- 2 y
Hiçbir şeyi protesto etmiyorduk, karşı çıkmıyorduk. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!” diyor ama yılanın bize de dokunacağını hesap edemiyorduk.
-
- Mehmet
- 3 y
"Eski çağlarda bir delikanlı, insanların dişlerini de tedavi eden bir hekimin kızına aşıktır. Sırf kızı görebilmek için oraya gider ve sevgilisinin yüzüne bakarak otuz iki sağlam dişini çektirir. Şimdi bu eylem üzerine hangi sevda sözlerini ekleyebilirsin ki?"
-
- Tarık Veysi Acar
- 4 y
“İnsanlar eşit değildir. Güçlüler ve zayıflar vardır ve hayat bunlar arasındaki mücadeleden ibarettir.”
-
- Serdar
- 4 y
Yönetici sınıfının huzuru nasıl bir anda kaçırabileceğini gösteren ve günümüz dünyasında topluma bir noktada eleştirel bir noktada ise gayet başarılı bir şekilde objektif bir bakış açısı getiren bir kitap. Zülfü Livaneli 'nin huzur dolu kaleminden gayet akıcı bir kitap.
-
- Mehmet
- 5 y
Zülfü Livaneli ‘nin kalemini çok severim. Destansı, masalsı bir anlatımı var. Okuyanı yormayan ve her sayfayla birlikte farklı sorular sormaya ikna eden, düşünsel yoğunluğa iten bir yazar. Kitap, kesinlikle bir Türkiye yansıması. Huzurla yaşayan ada sakinlerinin hayatlarına dahil olan yönetici sonrasında bir anda farklı sorunlar ve hırslarla tanışmalarını aktaran çok güzeş bir kitap. Kesinlikle öneririm.
-
- Ahmet
- 6 y
Animal farm tadında bir eser. Küçük bir ada, hayatlarından gayet mutlu ada sakinleri. Ve yöneticinin gelmesinden sonra değişen düzen. Devlet kavramına ilginç bir bakış açısı. Ada'nın neresi olduğu gayet açık bence. Zülfü Livaneli'nin akıcı üslubu ile kaleme aldığı ve okuyucunun hiç sıkılmadan, kaybolmadan okuyabileceği muhteşem yalın ve düşündürücü bir eser... #kitapeleştirisi
İlginizi Çekebilir
+−
"Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir."
-Yaşar Kemal-
Son Ada'nın adsız anlatıcısı, adını kendisinin koyduğu bu yeri "son sığınak, son insani köşe" olarak niteliyor. Anlattığı, nerdeyse bir ütopya: "Herkes elinden geldiği kadarını, içinden geldiği kadarını yapıyordu." Ancak bu durum uzun sürmez: Ülkenin darbeci başkanının emekliliğini huzur içinde geçirmek için adaya yerleşmesi, bu cennet adada yaşayanların huzurunu kaçıracaktır.
Başkan, Son Ada'yı her tür "anarşi"den kurtarmaya kararlıdır. Adanın halinden hoşnut toplumunu "çoğunluğun oyları neyi işaret ediyorsa onu yaparak" oluşturduğu "kurul"lar eliyle yönetmeye, adanın ağaçlıklı yolunu "park ve bahçe geleneklerine göre düzenlenmiş" bir hale getirerek başlar. Görünüşte her şey demokratik geleneklere uygundur.
Ütopya tam bir distopyaya dönüşürken, başta martılar, bu gidişe başkaldıranlar da vardır...
"Livaneli'nin bu benzersiz yaratıcı romanında, insan yapısı otoriteyle karşı karşıya... Yazar bizi dünyamız üzerinde yeniden düşünmeye çağırıyor. Mutlaka okunmalı."
-Prof. Lenore Martin, Harvard Üniversitesi-
"Romanı bitirdiğinizde, bir yurdu yok eden kişilerin, küçük bir adayı da kolaylıkla yok etmesinin doğal olduğunu anlıyorsunuz."
-Hasan Akarsu, Cumhuriyet-
(Tanıtım Bülteninden )