-
- Ahmet
- 2 a
"Demiri nasıl tavında dövmek gerekiyorsa, çekiç darbelerini nasıl soğutmadan indirmek gerekiyorsa, her kelimeyi de öyle tam zamanında söylemek gerekiyordu. O anı geçirince söz soğuyor, katılaşıyor, insanın yüreğine taş gibi oturuyor ve bu ağırlığı kaldırıp atmak hiç de kolay olmuyordu."
-
- Deniz
- 3 a
"İnsanı bazan ne kadar küçük şeyler mutlu edebiliyor. Bir tatlı söz bile onu kanatlandırmaya yetebiliyor." #alıntı
-
- Aysel Kerimov
- 3 a
"Savaş, en çalışkan evlatları, en usta sanatçıları öldürüyor. İşte bunun için ben hayatım boyunca bu cinayetlerden, bu katliamlardan nefret ettim, savaşa karşı geldim."
-
- melek ada
- 6 a
"Demiri nasıl tavında dövmek gerekiyorsa, çekiç darbelerini nasıl soğutmadan indirmek gerekiyorsa, her kelimeyi de öyle tam zamanında söylemek gerekiyordu.
O anı geçirince söz soğuyor, katılaşıyor, insanın yüreğine taş gibi oturuyor ve bu ağırlığı kaldırıp atmak hiç de kolay olmuyordu."
O anı geçirince söz soğuyor, katılaşıyor, insanın yüreğine taş gibi oturuyor ve bu ağırlığı kaldırıp atmak hiç de kolay olmuyordu."
-
- Deniz
- 6 a
"İnsanı bazan ne kadar küçük şeyler mutlu edebiliyor. Bir tatlı söz bile onu kanatlandırmaya yetebiliyor.." #alıntı
-
- Deniz
- 6 a
"Gözlerimi kapayabilir, kulaklarımı tıkayabilir, ama düşünmeden edemezdim." #kitapalıntısı
-
- Aysel Kerimov
- 6 a
"Yeri gelmişken, benim anladığım gerçek mutluluğun da bir rastlantı sonucu olmadığını, yaz yağmuru gibi birden bire başımıza düşmediğini söylemeliyim. Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk ufak tefek şeylerin birbirini tamamlamasından doğuyor."
Erkekleri askere alınan köylerde geride kalanların çektiği sıkıntılar etkileyici bir üslupla anlatılır. Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, umutların hasat zamanına ertelenmesi, savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler, savaşın uzun sürmesi üzerine aşağı çekilen cepheye çağrılma yaşı, yine gidenler, ayrılıklar, gözyaşları... Yani tek kelimeyle ve bütün zulmetiyle; savaş.