-
- Feel
- 10 a
"Hiçbir fikrim yoktu ve bunu ona da söyledim. Otel yatağında, sırtüstü uzanmıştım, elimde telefon, tavanı seyrediyordum. Sanki okyanus dibinde uzanmış, balık seyreder gibi, diye düşündüm. İşim bitti deyinceye kadar kaç tane balık saymam gerekirdi ki acaba?" #alıntı
-
- Sinemsi
- 2 y
Haruki Murakami benim en sevdiğim yazarlardan. Kitapları su gibi akıp gidiyor. Bir reklamcının koyunun izini sürme hikayesinden, ilginç bir yolculuk anlatılıyor. Ben okurken koyunu bulmayı ve o yolda olmayı çok istedim.Kitapta karakterlerin adı yok, adları yerine sıfatları var. En iyi kitabı olmamakla birlikte, okuması zevklidir.
-
- Aisha
- 2 y
"İnsanların, istekleriyle gururları arasında mutlak bir orta nokta vardır. Her nesnenin bir ağırlık merkezi olması gerektiği gibi. İşte bu nokta, bizim mimleyebileceğimiz bir şeydir. Ancak yitirdikleri zaman insanlar onun bir zamanlar var olduğunu anlarlar."
-
- Cenk??®️
- 2 y
Murakami’nin ilk kitaplarından bir tanesi ve de üslubundan da zaten gayet belli oluyor. Yazarın edebi kişiliğini oturtma yolculuğunun ilk kilometre taşları diyebiliriz. Okurken kedi ve isimsiz karakter olgusunu yazarla birlikte keşfediyorsunuz bir koyunun peşinde...
-
- Tarık Veysi Acar
- 4 y
"Yapayalnız, bir düşünceyle baş başa bırakılmanın ne demek olduğunu düşünebiliyor musunuz siz, kılıfı, altınızdan çekilip alınmışken, kökleriyle gelen?" diye sordu Profesör.
"Hayır düşünemiyorum."
" Cehennemdir. Tam bir yeraltı cehennemi işte. Tek bir ışık huzmesinin ya da tek bir damla suyun bile hafifletemediği bir cehennem. İşte kırk iki yıldır benim yaşadığım bu." #Kitapalıntısı
"Hayır düşünemiyorum."
" Cehennemdir. Tam bir yeraltı cehennemi işte. Tek bir ışık huzmesinin ya da tek bir damla suyun bile hafifletemediği bir cehennem. İşte kırk iki yıldır benim yaşadığım bu." #Kitapalıntısı
-
- Cemil
- 4 y
“Ben aslında kendim olunca, her şeyden kaçıp kurtulunca karşılaşmak istiyordum seninle. Kendi benliğimle, kendi anılarımla ve kendi zayıflıklarımla.”
İlginizi Çekebilir
+−
Japonya hakkındaki tüm bildiklerinizi unutun... Haruki Murakami'nin yarattığı, insanların tek bir kimono görmeden, meslekleri için ter döktükleri, aşırı içtikleri ve dağılmış evliliklerin girdabında sürüklendikleri dünyaya girin. Bu değişik, unutulmaz öykünün yirmili yaşlarındaki kahramanı, çok ünlü bir dedektifin küçük erkek kardeşi ya da en azından Japon kuzeni olabilir pekâlâ. Kadınlarla ilişkileri ve kadın kulağına duyduğu aşırı ilgi yüzünden başının derde girmesi yetmiyor, bir de sırtında krem rengi bir yıldızı olan esrarengiz koyunun peşine düşmek zorunda kalıyor. Tokyo'nun kent kargaşasında bir sağ kanat politikacısının geniş malikânesine, oradan da uzak Hokkaido Adası'nın buz gibi ıssızlığına sürükleyen bu kitap, Japonya'nın önde gelen romancısından unutulmaz, büyüleyici, heyecan dolu ve gizemli bir öykü. "Rüyaların, sanrıların ve inanılmaz bir hayal gücünün, eldeki somut ipuçlarından çok daha önce geldiği, postmodern bir dedektif öyküsü." -Publisher Weekly- (Arka Kapak)