-
- Mehmet Ali
- 2 a
"Hey bee!.. İnsanlar ne hale girdi... Tuuh, kahrolasıcalar! Vücutlarını bırakıp körelttiler ve yalnızca ağızlarıyla konuşuyorlar. Ama, ne söylesin ağız? Ağız ne söyleyebilir?" #alıntı
-
- Tarık Veysi Acar
- 9 a
“Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan...!”
-
- Deniz
- 1 y
"Hayır, özgür değilsin dedi.Senin bağlı olduğun ip, öbür insanlarinkinden biraz daha uzun, hepsi bu kadar..." #alıntı
-
- serdar tekin
- 1 y
"Zavallı insan, ruhunun çevresine, yüksek ve aşılmaz bir çit örmüş, içinde günübirlik vücut ve ruh hayatçığına düzen ve güvenlik sağlamaya çalıştığı küçük bir harman yapmıştır."
-
- Deniz
- 1 y
"Hayır, özgür değilsin, senin bağlı bulunduğun ip öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar." #alıntı
-
- Cemil
- 1 y
"Git de şimdi, ona erkeklerle aynı hakka sahip olduğunu ve sen domuzun etinden bir parçasını yerken, domuzun karşısında canlı halde bağırmasının zalimce bir şey olduğunu, sen açlıktan geberirken, Tanrı’nın her şeye malik bulunuşu avuntusuyla yetinmenin ne büyük bir budalalık olduğunu anlat! Senin bütün bu aydınlatıcı palavralarından, kapkara cahil Anagnostis ne kazanır? Kavgalar başlar, tavuk horoz olmak ister ve karıkoca bütün gün birbirlerinin tüylerini yolar. İnsanları rahat bırak patron, gözlerini açma! Çünkü açarsan ne görürler? Ellerinin körünü! Onun için rahat bırak, kapalı kalsınlar da hayal göredursunlar!"
-
- Meto
- 1 y
"Bir zamanlar diyordum ki: Bu Türktür, bu Bulgardır, bu Yunanlıdır. Ben vatan için öyle şeyler yaptım ki patron tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim... Neden? Çünkü bunlar Bulgarmış, ya da bilmem neymiş... Şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum, hay kahrolasıca herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır bu kötü adamdır. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk. Hepsi bir benim için. Şimdi iyi mi kötü mü yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça buna da bakmamaya başladım. Ulan ister iyi ister kötü olsun be. Hepsine acıyorum işte... Boşversem bile bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor,(...) o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek... Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be... Hepimiz kurtların yiyeceği etiz.... #alıntı
-
- Deniz
- 1 y
"Artık dünküleri hatırlamaktan, yarınkileri istemekten vazgeçtim; şimdi, şu anda ne oluyor, o ilgilendiriyor beni." #alıntı
-
- Serdar
- 1 y
"Kadın, zayıf, narin yaratıktır, sana kaç kere söyleyeceğim? İnce camdan bir vazodur kadın. Büyük dikkat ister patron!"
Nikos Kazancakis, çağdaş Yunan edebiyatının ancak buzlucam ardından seçilebilen, tedirgin ve büyük kişiliklerinden biri olarak çok tartışıldı, yanlış bilindi, az sevildi. Zorba adlı bu romanı, onun kendisiyle giriştiği bir tür sessiz hesaplaşma sayılabilir. Geçmişin, kayıp giden zamanın, insanın temel yanılgılarının bir kez daha gözden geçirilmesidir bu roman. Zorba aracılığıyla Kazancakis, özyaşamının yenilgiler ve soru işaretleriyle dolu bir bilançosunu çıkarır. "Korkmamayı, yaşamı sevmeyi, ayakta durabilmeyi bana o öğretmişti," diyor yazar. Gerçekten de Zorba, bir yaşam kılavuzudur. Özgür insanların simgesidir. Bugün Kazancakis’in mezar taşında yazılı olanlar, doğrudan Aleksi Zorba’nın ağzından dökülmüş yazgı sözcüklerini andırıyor: "Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm." (Tanıtım Bülteni)