Allah rahmet eylesin. Ses rengi muhteşem güzel bir insandı. Pek çok Hollywood starı onunla Türkçe konuşuyor ve ailelerimizde bizlerden birisi oluyordu.
Dokuzuncu koğuş üyesi bir grup kafadar New Orleans'ı yerle bir eden kasırga sonrasında şehirdeki bir kumarhaneyi soymaya kalkışırlar. Kaosun kısa vadeli nimetlerinden faydalanmak isteyen grup sonrasında başka türlü sorunlar ve kendi aralarındaki anlaşmazlıklarla uğraşmak zorunda kalacaklardır. İlk yarısı gayet güzel olsa da ikinci yarısı bir parça tökezleyen bir film olmuş sanki....
Sevdiği kadınla karşılaştığında hırsızlığa tövbe edip adalete teslim olmaya karar veren usta bir soyguncunun iki kötü FBI ajanı tarafından oyuna getirilmesi ve sonrasında da soyguncu arkadaşımızın bütün hünerleri ile onlara karşı koyma çabasını anlatan aksiyonu bol tipik bir Liam Neeson filmi. Açıkçası çok orijinal bir senaryo olmasa da Liam aşkına izlenesi bir film olmuş. Gayet akıcı ve heyecanlı.
Paula'nın Jojo'ya duyduğu abartılı sevgi bence filmdeki en önemli tema. Dostluk güzel bir şey muhakkak ama dostlar karşılarındakinin hayatlarına be kararlarına saygı duymamaya başladıklarında işle böyle sarpa sarabiliyor. Can sıkıcı bir hal alabiliyor.
Duvara düşünce yazmak istedim. Filmi kız arkadaşımla izlemiştim ve belki de ilk defa bir filmin sonunda bu kadar hoyratça ağlamıştım. Film güzel. Genç psikolojisini çok iyi etüd etmiş bir yönetmen çekmiş o çok belli. Ayrıca Hollanda sinemasında bu kadar iyi oyuncular olduğunu bilmiyordum ki çoğu da bence çocuktu. Çok güzel bir film.
Sungun Babacan
Zalim Şehir
Dürüst Hırsız
Paula ve Jojo
İyi Çocuklar Ağlamaz